Bilim ve Kurgu..
Bu iki kelime yan yana geldiğinde ortaya nelerin çıkacağını kestirmek pek güçtür yolcu..
Einstein’ın çok sevdiğim bir sözü vardır;
‘Hayal gücü bilgiden daha önemlidir.. Bilgi sınırlıyken, hayal gücü tüm dünyayı kapsar..’
Zihninize her şeyi sığdırabilirsiniz, tüm kainatı ve o birikim yoğrulup damla damla düşünce olarak akar.. Bazen dilinizden, bazen de hayal gücü ile kaleminizden..
Bilim ve kurgu iç içedir ama sanki kurgu, bilimi çepeçevre kuşatan katman gibi.. Önemlilik sıralaması değil bu.. Gerçek hayatta da bilim kurgulayarak ilerler.. İhtiyaçlar ya da bazen tamamen yapabiliyor olmak kavramı ile zihne tıkıştırılmış düşünceler, yekpare bir mermeri oyup ortaya heykel çıkartabilen bir sanatçının icrası gibi kurgunun içerisinde yapıt olarak ortaya çıkar..
Bizim elimizde ayrılmış dev bütçeler, güçlü şirketler tarafından finanse edilen gelirler yok.. Sadece hayal gücümüz, başımızı gökyüzüne kaldırıp, bizi kuşatan kainat ve yaşamın bilinmezliği ortasında irkilerek duruşumuz var.. Bu bilinmezliğin sis perdesini daha gidecek çok yolu olan bilim, adım adım aralayana kadar, biz irkilmeyi bertaraf etmek için kurguya sığınıyoruz..
Steven King’in dediği gibi;
‘Öyleyse git, bundan başka dünyalar da var..’
Var.. Ve gidiyoruz.. Hayal gücümüzle..
Yazılarda geçen kurum ve şahıs isimleri tamamen kurguyu güçlendirmek adına kullanılmıştır.. Gerçekle hiçbir bağı yoktur..
Zaten, gerçek nedir ki yolcu..?