Novel Türkiye
  • ANA SAYFA
  • BLOG
  • BAĞIŞ
  • SERİLER
    • Devam eden seriler
    • Tamamlanmış seriler
  • HAKKIMIZDA
Arama
Oturum Aç Kayıt Ol
  • ANA SAYFA
  • BLOG
  • BAĞIŞ
  • SERİLER
    • Devam eden seriler
    • Tamamlanmış seriler
  • HAKKIMIZDA
  • Geçmiş
  • Okuyucu Ayarları
  • Takip Edilenler
  • Hesap Ayarlarım
Oturum Aç Kayıt Ol
Geri
İleri

Ejderha İmparator - Bölüm 110

  1. Anasayfa
  2. Ejderha İmparator
  3. Bölüm 110 - Hayır
Geri
İleri

Hayır!

“Lynx, Lynx gerçekten gidecek misin?”

Lynx tam adımını atarak ejderha Titan’a doğru ilerleyecekti. Fakat duyduğu sözler üzerine olduğu yerde kaldı. Adeta kaskatı kesilmiş gibiydi. Yavaşça sesin geldiği yöne yani arkasına doğru başını çevirerek baktı.

Lynx şuan kendisinden 10 adam boyu uzaklıkta olan figüre bakıyordu. Bu figür kendisini yumurtadan çıktığı ilk andan beri tanıyordu. Baktığı kişi kendisini yalnızlıktan kurtaran yumurtasında ki mührü kıran Zeng’di

“Lynx gerçekten gidecek misin?” Zeng’in figürü bir kez daha kendisine bakan Lynx’e seslendi. “Gerçekten gidecek ve beni tek başıma bırakacak mısın? Jianta’dan sonra seni de mi kaybedeceğim?” Zeng’in sesi oldukça kasvetli ve üzgün bir şekilde çevrede yankılandı.

“Benim savaşımın bittiğini söylediler. Gitmem gerektiğini ve artık tek başına idare edebileceğini söylediler. Bu yüzden gitmem de bir sorun olmamalı.” Lynx her kelimesiyle beraber az önce sildiği göz yaşlarını farkında olmadan tekrar akıtıyordu.

“Ben hazır değilim. Seni kaybetmeye hazır değilim. Daha gidecek çok yolum var. Sen olmadan bunları başaramam o yüzden beni bırakıp gitme.” Zeng sözlerini bitirdi ve yavaşça Lynx’in yanına yaklaştı.

Lynx kendisine doğru yaklaşan Zeng’in figürü karşısında hareket etmedi. Şuan gözlerinde bir parıltı vardı. Bu parıltı mutluluktan veya neşeden değil, aksine üzüntüden kaynaklıydı. Fakat kendisini oldukça hoş gösteriyordu.

“Bak bu sana aldığım ilk elbise.” Zeng omuzunda olan Jianta’nın pulundan yapmış olduğu pelerini çıkartarak Lynx’in üzerine örttü. “Seni bununla götürmüştüm loncaya.”

Lynx sağ elini kaldırarak yavaşça sağ ve sol elini çaprazlamasına omuzunda birleştirerek üzerine örtülmüş pelerini avuçları arasında kavradı. Tuttuğu pelerin nedense kendisine tarif edilemez bir sıcaklık hissi yaşatmıştı.

“Zeng. Savaşım bitti. Artık gitmeliyim.” Lynx kavradığı pelerini tutarak tekrar arkasına döndü ve Titana doğru hareketlendi.

Titan tüm olaylar karşısında sessiz kalmış ve pozisyonunu hiç bozmamıştı adeta heykel gibi elini Lynx’e uzatmış ve gelmesini bekliyordu.

Kısa bir an sonra Lynx artık Titanın elini tutacağı kadar yanaştı. Tekrar sağ elini kaldırdı ve Titana doğru uzatmak için hareketlendirdi.

“Lynx!” 

Lynx kulağına farklı bir sesin gelmesi üzerine tekrardan arkasını döndü. Bu sefer gördüğü karşısında gördüğü kişiyse Mex’in figürüydü.

Mex’in figürü tam olarak Zeng’in arkasında duruyordu. Varlığı Zeng gibi açık ve net değildi. Daha çok hayaletimsi ve gölge bir figür olarak gözüküyordu.

“Gerçekten onu benim ellerimin arasına bırakacağını düşünmüyordum. Fakat bu kadar saf olduğun için teşekkür ederim. Hahaha”

Mex’in hayaletimsi figürü sözlerini bitirdikten sonra kötücül ve vahşet taşıyan bir kahkaha patlattı. Bu kahkaha tüm alanda yankılandı. Duyan herkesin tüylerini diken diken edecek bir gizem barındırıyordu.

“Gözün arkada kalmasın!” 

Mex’in kahkahası alanda yankılanmasını bitirdikten sonra Mex bir kez daha konuştu ve elinde gölgeden bir hançer belirdi. Hançer tamamen Mex gibi hayaletimsi gölgeden oluşuyordu. Sanki Mex’in bir uzvu gibiydi.

Sözlerini bitiren Mex hançeri kaldırdı ve Zeng’in arkasından boğazına doğru yanaştırdı.

“Zeng! Hayır!!!” Lynx, Mex’i ve elindeki hançerin hareketlerini görerek var gücüyle bağırdı.

Lynx hızl tekrar kaplan formuna dönüştü ve olduğu yerden Mex’e doğru atıldı. O kadar hızlıydı ki gözle takip edilmesi oldukça zordu.

Mex kendisine doğru atılan Lynx’in yanına ulaşmasını beklemeden Zeng’in boğazına yaklaştırdığı hançerin görevini yapmasını sağladı.

“Phhewww”

Ortamda metal bıçağın eti kesmesi gibi bir ses ufak bir gürültü çıkardı. Mex’in hayaletimsi figürü Zeng’in boğazını kesmişti.

Zeng başından beri arkasında duran Mex’i farketmemiş gibi görünüyordu. Sadece boğazının kesilmesiyle beraber göz bebekleri büyümüştü. Zeng’in yaşadığı anlık acı yüzünden okunuyordu. Ellerini hemen boğazını tutmak için yaklaştırdı. Fakat kan boğazından şelale gibi boşalıyordu.

Lynx Zeng’in yanında belirdiğinde Zeng çoktan yere yatmış ve hala boğazını avuçlarıyla tutmaya çalışıyordu.

Tüm bunlar bir nefeslik an içinde gerçekleşmiş gibiydi. Mex’in sözlerinin bitmesinden Lynx’in, Zeng’in yanına gelmesi neredeyse bir nefeslik sürede gerçekleşmişti.

“Zeng!. Hayır! Hayır sen… sen ölemezsin! şimdi olmaz asla olmaz!” Lynx’ Zeng’in gözlerine bakarken gözlerinden akan yaşlarla konuştu. Ağlamasından dolayı konuşmaları arasında hıçkırıklarının sesi ortaya çıkıyordu.

Zeng sonunda sağ elini boğazından çekti ve konuşmaya çalışırken sağ elini Lynx’in sol yanağına doğru götürdü. Her ne kadar konuşmak istese de ağzından tek bir sözcük dahi çıkmıyordu.

Zeng’in eli Lynx’in sol yanağını bir kez okşadıktan sonra yere düştü. Zeng’in gözlerindeki ışıkta düşen eliyle beraber sönmüştü.

“Zeng. Hayır, hayır!” Lynx durumu fark edince kendini daha çok kaybetmeye başladı.

“Bu fırsat için teşekkür ederim pofuduk. Şimdi gidebilirsin.” Mex’in hayaletimsi gölge figürü bir kez daha ortaya çıkarak ikiliye baktı ve konuştu.

“Sen… Seni mutlaka öldüreceğim!” Lynx kulağına gelen sesler üzerine başını kaldırarak önündeki Zeng’in figürüne baktı ve öfke hatta cinnet geçirir bir ses tonu kullanarak konuştu.

“Roarrhhhhhhh”

……………..

Elçi göletin yanındaki ağacın altında bir kez daha gözlerini açtı ve yanında yatan kaplana baktı. en son gözlerini açması üzerine 10 gün geçmişti.

Yani Lynx şuan 3 ay 10 gündür bilinci kapalı bir şekilde yatıyordu. Ejderhaların Lynx’i çağırması, Zeng’in ortaya çıkması ve Mex’in Lynx’i öldürmesi her ne kadar kısa bir süre gibi gelse de aslında Ruh Labirentinde 10 günlük bir süreye denk gelmişti.

Lynx’in durumunda 10 gündür iyiye yönelik hiç bir gelişme olmamıştı. Kürkü ve tüyleri tekrar eski haline dönmüştü. Fakat kuyruğundaki alev son 10 gündür yanmıyor sadece ufak kıvılcımlar çıkartıyordu.

“Küçük dostum. Sanırım bir şey oldu.”

Elçi şuan gözlerini 10 gün sonra açtığında Lynx’in ruhunda bir değişim olduğunu fark etmişti. Tüm dikkatini önünde yatan kaplana verdi ve bu değişimin iyi yönde mi yoksa kötü yöndemi olduğunu anlamaya çalıştı.

Elçi yaklaşık bir tütsü süresi boyunca Lynx’in vücudunu dikkatle gözledi. Bu noktada neler olacağını kendisi de merak ediyordu.

“Roarrhhhh”   “BOOMM”

Lynx yattığı ağacın altında bir kükreme çıkarttı. Kuyruğunda oluşan küçük kıvılcımlarsa bir patlama yaratarak tekrar canlı ve gür bir şekilde birden bire yandı. Aslında o kadar gür ve canlı hale geldiki boyutu adeta iki insan kafasının büyüklüğüne eşitti.

Lynx kükreme ve kuyruğundan çıkan patlama sesleriyle beraber gözlerini açtı. Hızla uzandığı yerden kalkarak farkında olmadan önüne doğru atladı. Bu atlayış her ne kadar bilinçsizce olsa da hemen hemen 13 adam boyu büyüklüğündeydi.

“Küçük dostum sakin ol.” Elçi olanı biteni görerek konuştu. “Dinlenmelisin sakin ol.” 

“Hı? Neredeyim ben?” Lynx sesin geldiği yöne kafası karışık bir şekilde baktı.

“Hatırlamıyor musun?” Elçi olan biteni ve kabaca hızlı bir şekilde anlattı ve Lynx’e bakmaya devam etti.

“Hatırlıyorum.” Lynx her şeyi dinledikten sonra kendisine geldi ve çoktan sakinleşmişti.

“Peki başka ne hatırlıyorsun. Bilincin yerinde değilken ne gördün.” Elçi Lynx’in ruh halindeki değişimin sebebini merak ettiği için kendisine engel olamadı.

Lynx soru üzerine yaklaşık yarım gün boyunca düşündü. Fakat ne kadar düşünürse düşünsün bilinçsiz olduğu sürede neler yaşadığını hatırlayamıyordu. Adeta koca bir hiçlik vardı.

“Hatırlamıyorum.” Lynx sonunda meraklı gözlerle bekleyen elçiye bakarak düz ve sade bir cevap verdi.

“Hehehe. Önemli değil. Asıl önemli olan 3 hamleden sağ çıkmış olman. Bu yüzden söz verdiğim gibi Şeytan Doğan tekniğini sana vereceğim.” Elçi, Lynx’in doğru söylediğini bilerek işleri zorlaştırmadı ve Avuçları arasında bir tekniğin belirmesini sağladı. “Bu tekniği buradaki gölde geliştirebilirsin ama ikinci seviyesine ulaşmadan buradan çıkman mümkün değil.” tekniğin havada süzülerek Lynx’e ulaşmasını sağladı.

Lynx kendisine doğru gelen tekniği yakaladı ve açarak içini incelemeye başladı. Sonuçta bu teste girmesinin ve ölüm kalımla burun buruna gelmesinin tüm sebebi bu teknik içindi. Bu yüzden bu kadar aceleciydi.

Kitapçığın ilk sayfasına göz gezdiren Lynx bu gelişim tekniği için gereken koşullar hakkında bilgiyi içeriyordu. İkinci sayfa ve sonraki 10 sayfaysa tekniğin ilk seviyesinin detaylı bir anlatımına sahipti.

Lynx dikkatlice ilk seviye sayfalarının tamamını okuduktan sonra küçük bir aydınlanma yaşamıştı.

“Dingin bir kalp ve sakin bir zihin. Duyguların tam konrtolü. İç iblise büyüyecek yer bırakmamak ve Ayrı bir dantian oluşturmak. Sanırım bu göl bu şartlara oldukça iyi uyuyor olduğundan ilk seviyeyi burada tamamlamalıyım.”

Lynx düşüncelerini birleştirdikten sonra gölete girmek için ilerledi. Elçi ise gözlerini kapatarak tekrar meditasyon durumuna geçti.

Geri
İleri

MANGA DISCUSSION

Sizin İçin Öneriler

Kan Tanrısı Seri – Kapak
Altı Medeniyetin Dünyası Sesli Kitap
14 Şubat 2021
Kimsesizler Mezarlığı Kapak
Kimsesizler Mezarlığı
27 Ağustos 2019
yolcuuckapak
YOLCU: BAŞLANGIÇ 3. CİLT
1 Mayıs 2020
son yıl kapak
Son Yıl
24 Aralık 2020
Etiketler:
dragon, ejder, ejderha, İmparator, Novel, oku, online, öykü, turk, türk fantastikleri, türkçe, türkçe fantastik, türkçe fantastik hikayeler, türkçe fantastik öyküler, türkçe novel, türkçe novel oku, uzun hikayeler, web novel, web novel serisi
  • Ana Sayfa
  • Gizlilik politikası
  • İletişim

@2019 Novel Türkiye

Giriş Yap

Şifremi unuttum?

← Geri DönNovel Türkiye

Kayıt Ol

Kayıt Ol

Giriş Yap | Şifremi unuttum?

← Geri DönNovel Türkiye

Şifremi unuttum?

Please enter your username or email address. You will receive a link to create a new password via email.

← Geri DönNovel Türkiye