Novel Türkiye
  • ANA SAYFA
  • BLOG
  • BAĞIŞ
  • SERİLER
    • Devam eden seriler
    • Tamamlanmış seriler
  • HAKKIMIZDA
Arama
Oturum Aç Kayıt Ol
  • ANA SAYFA
  • BLOG
  • BAĞIŞ
  • SERİLER
    • Devam eden seriler
    • Tamamlanmış seriler
  • HAKKIMIZDA
  • Geçmiş
  • Okuyucu Ayarları
  • Takip Edilenler
  • Hesap Ayarlarım
Oturum Aç Kayıt Ol
Geri
İleri

Cehennem Online - Bölüm 213

  1. Anasayfa
  2. Cehennem Online
  3. Bölüm 213 - Arenaya Dönüş
Geri
İleri

9!

8!

7!

6!

5!

4!

3!

2!

1!

Geri sayım biterken, benim de esnemem son buldu. Sırtımı duvara yaslamış, zindandan çıkarılacağımız zamanı bekliyorum.

Bir nefes sonra Yedi Katlı Dehliz Şehri topraklarındayız, ilk kat nihayet sona erdi. Hepi topu yarım gün geçti ama bana sanki koca bir sene gibi geldi. Ömrümün az denemeyecek kadarlık bir kısmını zindandakilere mahsur kalarak geçirdiğimden, sanırım zaman algımda bir kayma gerçekleşti.

“Hey! Siz Akıncılar mısınız?”

Şehrin idaresini sağlayan beyaz kıyafetlilerden biri yanıma yanaştı ve hiç beklemediğim bir soru sordu.

“Abicim, sen mağarada mı yaşıyorsun?”

“Şükrücük abi, bizi tanımayan kaldı mı ya?”

Tuhaflık buradaydı ve partimizin iki bıçkın delikanlısı hemen bam teline basarak bir türlü söylemeye başladılar.

“Akşam arenada müsabakanız var!”

Dedi ve gitti, şehrin ahalisinin genel davranış kalıplarının aksine bu oğlan çok da kibar görünmüyordu.

“Vay be! Dünkü gösterinin ardından hâlâ karşımıza çıkmaya çalışanlar varmış demek!”

 “Gidelim de alalım boylarının ölçüsünü!”

Derken sistem anonsu geldi ve ayarlanan vakti bize bildirdi. Biraz zamanımız var, en yakındaki tavernaya attık kendimizi.

“Hancı, bana şarap ve kadın!”

Demedim tabii ki efendi gibi mönüyü istedikten ve kallavi bir sofra kurdurdum. Bu kez parti arkadaşlarımla beraber oturuyorum, bir önceki tatsız olayın ardından böylesi keyif verici oluyor.

Yedik, içtik, hesabı İyilik Puanları ile ödeyerek Arena’nın yolunu tuttuk. Gören kenara çekiliyor, parke taşlarla döşeli zeminin üzerinde sadece Akıncılar’ın ayak izleri var.

İyi ki yolu açmışlar, ucu ucuna yetiştik. Bir tatlı daha, bir tatlı daha diye diye, neredeyse masayı yiyecekti genç irisi. Çıkacağımız kapının önüne geldiğimizde anons başlamıştı, rakibimiz kutsal topraklara adım atıyordu.

“Dehlizin Üçüncü Katını temizlemeyi başaran Roman Havası üyeleri, çıktıları gibi ayaklarının tozuyla Arena’ya adım attılar!”

Silahlarını kaldırıp izleyicileri selamlıyorlar ama tribünlerden gelen tek tük ses harici bir tepki yok. Gözlerindeki şaşkınlığı demir parmaklıkların arasından bile okuyabiliyorum, bakalım biz sahneye çıkınca yüzleri nasıl bir hal alacak.

“Meydan okudukları partiyse, daha dün gece bizlere unutulmaz bir görsel şölen sunan Akıncılar Partisi. Unutulmaz dedim ama onlar yerlerini alırken ben neler yaptıklarını anlatmak istiyorum!”

Anonsumuz başlayınca önümüzdeki kapı açıldı ve ağır adımlarla ilerlemeye başladık. Lider olarak öne geçtim, bir adım gerimde diğer arkadaşlarım. Sağ yanımda Toraman ve Rimel, sağ yanımda Elenora ve Şükrücük.

“Yedi Katlı Dehliz Şehrimize adımlarını attıkları gün, karşılarına üç parti çıktı. Arka arkaya üç ölümcül mücadeleye girmek zorundaydılar!

Herkes, onların yenileceğini düşünüyordu ve bahislerini böyle oynadılar! Ne büyük yanılgı, ne büyük bir cüret?

Akıncılar ilk mücadeleyi sadece iki üyelerini kullanarak kazandılar, tankları ve şifacılarıyla koca bir partiyi yok ettiler. İkinci mücadele daha da feciydi; büyücülerinin yaptığı kıyıma şamanları ezici gücüyle eşlik etti ama daha bitmemişti.

Son savaş beklentileri yıkıp geçti; Akıncılar Partisi Lideri Max, altı kişilik düşman partinin karşısına tek başına çıktı.

Görünürde bir silah taşımıyordu ama her nefeste, onun ölümcül iki silaha sahip olduğunu gördük. Max’ in yumrukları vardı, Max’ in dirsekleri vardı ve onlarla bize uzun yıllar konuşulacak bir gösteri sundu.

Tek başına, altı kişiyi yok etti!”

Son cümleyi söylerken kendinden geçen anonsçu, bulunduğu platformdan bir kat aşağı düştü. Seyirci galeyana gelmiş, bendini yıkan nehirler gibi çağlıyordu.

Bense karşımızdakileri izliyorum, zavallılar daha savaşmadan kaybettiler. Başka birinden duysalar belki inkâr etme şansları olabilirdi ama bilgi birinci elden geliyordu.

“Savaş başlasın!”

Anonsçuya bir şey olmamış, seyircilerin içinden işaretini vererek mücadeleyi başlattı.

“Elenora!”

Büyücümüz, düşmanın dağılmaması için üç taraflarını buzdan duvarlarla kapattı. Daha önce başka bir maddeden iskelet kurmadan bu kadar büyük bir yapı oluşturamıyordu ama görüyorum ki artık yeteneklerinin üzerindeki kontrolü bunu mümkün kılabiliyor.

Gönülden gönüle bir yol vardır görünmez derler ya şu an düşmanla aramızda öyle bir yol oluştu. Kimse öylece ölmek istemezdi, onlar da ne olursa olsun savaşacaklardı.

Klasik bir dizilişle üzerimize gelmeye başladılar. Önde tank, hemen arkasında iki savaşçı, iki okçu ve elinde hançerler olan başka biri daha var. Bunlarda da destek veya büyü sınıfı kimse yok, hedeflerinin şifacımız ve büyücümüz olacağı çok açık.

Havada süzülen oklar teşhisimi doğruluyor. Elleri epey seri, ard arda saydırıyorlar, ondan fazla ok üzerimden geçerek arkama düştü.

“Sanal kalkan!”

Ne yazık ki bu numaralar bize sökmez, hele ki Şükrücük artık iki sanal kalkan yaratabiliyorken. Uzun mesafe saldırıları etkisiz kalınca, tankları koşarak yüklenmeye kalkıştı, ikinci yanlış.

Boyundan büyük kalkanını önüne katan Şükrücük, kafa kafa çarpışmak için hızlandı ve tam ortada buluştular. Bugün bir kez daha emin oluyorum ki takım arkadaşlarım başka bir seviyenin oyuncuları.

Düşman tank boyut olarak Şükrücük’ den iri ama sonuç olarak okçuların ayaklarına kadar yuvarlanmak zorunda. Koca cüssesinin savrulurken açtığı yolun derinliği, neredeyse bir karışa ulaşmış.

Uzun mesafe işlemedi, kaba kuvvet yemedi, sırada partimizde olmayan bir sınıf var. Savaşçılar uzun kılıçlarını önlerine almış koşuyorlar, sanırım Toraman ile benim sıram geldi.

Dağ gibi dimdik duran tankımızın iki yanından fırladık; dörtnala koşuyoruz. Daha önce kılıçlarla çok tecrübem olmadı ama kendimden epey eminim. Diğer taraftan Toraman’ın erişim avantajı var ve bunu kullanmasını çok iyi biliyor.

İmza girişini yaptı bizimki, havaya zıpladı ve sopasıyla beraber hasmının tepesine indi. Darbeden kaçmak yerine kılıçla karşılamaya çalışmak ne kadar kötü bir seçim? Tahtanın metal miğfere çarpma sesini işittim ve önüme döndüm zira başka bir metal kafamı koparmak üzere.

Öne atıldım, burnum neredeyse yere değecek. Bazı şeyler insanın hiç olmadık yerde aklına gelir ya benim de yaşarken okuduğum bir manga gözümün önüne geldi. Boks yapan bir Japon çocuğu, aynı bu mesafeye inerek aparkat atabiliyordu, ben neden yapmayayım ki?

Gazelle Punch

Madem hareketi çaldım, ismini de çalayım. Sağ aparkat çenede patladı, kemiklerin gofret gibi ayrılışını hissettim, daha bundan hayır gelmez. Yana döndüm, Toraman’ın ki de mort, sopanın şekli miğferde patates baskı gibi çıkmış.

“Elenora abla, dikkat et!”

Her şey yolunda giderken bir ses duydum ve arkamı bir döndüm, düşman suikastçısı büyücümüzün üstünde. Hançerini çekmiş, aralarında iki kol boyu mesafe ya var ya yok.

Geri
İleri

MANGA DISCUSSION

Sizin İçin Öneriler

Kapak
İnsanlığın Sonu
31 Temmuz 2019
yolcuuckapak
YOLCU: BAŞLANGIÇ 3. CİLT
1 Mayıs 2020
Kan Tanrısı Seri – Kapak
Altı Medeniyetin Dünyası Sesli Kitap
14 Şubat 2021
Kayıp Masallar kapak
Kayıp Masallar
15 Şubat 2021
Etiketler:
Altı Medeniyetin Dünyası, Cehennem, Cehennem Online, Cehennem Online Novel, Cehennem Online Web Novel, çevrimiçi oyun, hikaye, leveling, light novel, Mirasçı, Mirasçı türkçe novel, Mirasçı Türkçe Web Novel, Mirasçı Web Novel, novel oku, ölümden sonrası, online, online oyun, öykü, parti savaşı, Sanseiu, savaş, turk, türk fantastikleri, türkçe, türkçe fantastik, türkçe fantastik öyküler, türkçe novel, türkçe novel oku, uzun hikayeler, uzun öyküler, web novel, web novel serisi
  • Ana Sayfa
  • Gizlilik politikası
  • İletişim

@2019 Novel Türkiye

Giriş Yap

Şifremi unuttum?

← Geri DönNovel Türkiye

Kayıt Ol

Kayıt Ol

Giriş Yap | Şifremi unuttum?

← Geri DönNovel Türkiye

Şifremi unuttum?

Please enter your username or email address. You will receive a link to create a new password via email.

← Geri DönNovel Türkiye