Novel Türkiye
  • ANA SAYFA
  • BLOG
  • SERİLER
    • Devam eden seriler
    • Tamamlanmış seriler
  • HAKKIMIZDA
  • İLETİŞİM
Arama
Oturum Aç Kayıt Ol
  • ANA SAYFA
  • BLOG
  • SERİLER
    • Devam eden seriler
    • Tamamlanmış seriler
  • HAKKIMIZDA
  • İLETİŞİM
  • Geçmiş
  • Okuyucu Ayarları
  • Takip Edilenler
  • Hesap Ayarlarım
Oturum Aç Kayıt Ol
Geri
İleri

Cehennem Online - Bölüm 142

  1. Anasayfa
  2. Cehennem Online
  3. Bölüm 142 - Ekmek Arası Düşkünü
Geri
İleri

Biz çıkmadan sofra kurulmuş, partimize sadece oturup yiyeceklerin keyfini çıkarmak kalmıştı. Barın sahibesi gerçekten çok akıllı bir kadın, dış seslerden izole bir loca ayırmış bize.

Hoş, daha merdivenleri çıkmamız bitmeden dışarı koşan insanların ayak seslerini duyduk bile, yaptığım çıkışın yankılarını ne zaman duyarız bilmiyorum.

İlerisini ilerde düşünürüz, önümüzde uzanan mükellef sofra bizi bekliyor, hiç çekinmeden yumulmalı. Elimdeki kaşık bir iniyor, bir kalkıyor, ne varsa tabağıma birer ikişer alıyorum, bir yandan da Şükrücük’ü kesiyorum.

O da stilini değiştirmiş, çalakaşık girişmek yerine önündeki geniş tabağa servis kaşıklarını kullanarak azar azar alıyor. Alıyor da ne oluyor, on saniye geçmeden bitirip bir daha dolduruyor tabağı, kibarlığı bile acele herifin.

Neyse ki nevale bitecek gibi değil, hesap ne çıkacak bilmiyorum ama iki saat süren yemek faslı epey keyifli geçti. Şöyle su bardağında çay sipariş ettim, onu da yavaş yavaş içerek yayıldığım yerde mayışıp kaldım.

Nasıl ağırlaştım anlatamam, sanki on fil gelip sırtıma oturdu ve kalkmaya hiç niyetleri olmadan muhabbete tutuldular.

“Max yeğenim, yedik içtik, sofrayı da kaldırdılar. Şimdi ne yapacağız?”

Zırhı falan atıp beşlik simit gibi serilmiş tankımız ağır ağır tane tane konuştu. Onun bu hali beni iyice rehavete sokacaktı ki sabırsız kardeşlerden diğeri zıpladı.

“Max, hazır bu Kara Bilekler yokken diğer küçük görevleri bitirelim. Bugün saldığımız korku buradakilere altı ay yeter, kalan altı ay da bulanık sıçarlar zaten!”

“Ne güzel dedin Toraman, sofranın başında ne hoş muhabbetler bunlar!”

Herif aldı boku sofraya koydu, kendisi hariç herkesi yüzü ekşidi ama haksız da değil ayıboğan.

“Bir yarım saat daha dinlenelim yola koyuluruz ama ilk işimiz görev yapmak değil, görev vermek!”

Sanki ilk defa görüyorlarmış gibi baktılar suratıma, ne demek istediğimi anlamadıkları açıktı ve ben de işin heyecanını arttırmak için daha fazla konuşmadım. Neyle karşılaşacağımızı bilmiyorum, görev ne yapılamamış ne de yapılmış olarak görünüyor, tuhaf bir durumdayım.

Neyse, sayılı zaman çabuk geçiyor, ölmeden öncede böyleydi. Sabah saati altıya kurar, sonra onar dakika arayla kalkar ertelerdim. O on dakikada gördüğüm rüyalar bazen bütün gece uyumuşum gibi iyi gelirdi.

Hışımla çıktığımız merdivenlerden sakince indik, içerisi nispeten boşalmış. Hanın sahibesi etrafta görünmüyor, görevli kızlara selam verip kendimizi dışarı attık.

Hava karardı kararacak, gümüşi bir renk hâkim olmuş gökyüzüne. Gideceğimiz yer fazla uzak değil, beş dakika içinde tabelasının önündeyiz. Pasif Yetenek Dükkânı, camekânın önünde in cin top oynuyor, diğer dükkânların aksine burası her daim sinek avlamakta.

Kapıyı hafifçe ittirip açıyoruz, o an yüzüme şarküteri mamulü kokusu vuruyor. İçerisi nasıl havasız, ayaklarını tezgâhın üstüne atmış bir adam elindeki tava ekmeğini hunharca ısırmakta.

“Hiç uğraşmasaydın, direkt dana kemirseydin!”

Şükrücük durur mu?

“Vay, kimler gelmiş. Acı Evini tek seferde bitiren ve içerisindeki gizli görevi tamamlayan Akıncılar Partisi değil mi bu? Gözümüz yollarda kaldı, nerelerdesiniz? Yoksa siz de karnınızı doyurmakla mı meşguldünüz?”

Bunun da bilmediği şey yok, bütün gün burada oturuyor ama kulakları her yerde sanki.

“On gün boyunca bir yandan görev yetiştirme telaşı, bir yandan ölüm tehlikesi epey gerdi bizi. Bilirsin, gerginliğin en iyi ilacı güzel yemeklerden tadıp sakinleşmektir!”

“Bilmez miyim? Almaz mısınız?”

İçine ne kadar hayvan mamulü şarküteri bulduysa koyduğu ekmeği uzattı, bütün halindeki Ankara Çubuk turşularını gözden kaçırmak mümkün değil.

“Ziyade olsun, tokum, başka zaman yerim!”

Kibarca teklifi reddettikten sonra asıl geliş amacımızı dillendirdim.

“Verdiğin Pasif Yetenek Görevlerinin gerekliliklerini yerine getiremedik ama hala listede görünüyorlar. Daha önce hiç yapamadığımız görev olmamıştı, tamamlanamayanların nasıl göründüğünü de bilmiyoruz, bu konuda bize yardım eder misin?”

Elindeki ekmeğe son ısırığını atarak yemek yeme işine son verdi, başka da seçeneği yoktu çünkü koca ekmeği mideye indirmişti.

“Pasif yetenek görevi, pasif yetenek görevi!”

Gözlerini bir yere, bir tavana dikip düşündü bizimkisi, sanki benim dükkânın kapısında Pasif Görev Dükkânı yazıyor.

“Şu görev şartlarını bir daha söyler misiniz bana?”

Sonra sanki çok normal bir şeymiş gibi bize bu saçma soruyu sordu, kafayı yememek elde değil. Neyse, dişimizi sıkıp tek tek açıkladık, bir tek ben suskun kaldım.

“Demek bir milyon demişim ha, bu yaşlılıkla ne yapacağım bilmiyorum!”

Sözleri son bulunca birkaç saniye sessiz kaldı, ardından hınzır bir gülümsemeyle devam etti.

“Aslında o bir milyon değil de on bin olacaktı ama dedim ya, yaşlılıktan dolayı bazen hatalar oluyor işte. Dur ben düzelteyim de görelim bakalım, yapmış mısınız yoksa yapamamış mısınız?”

Elim ayağım titriyor sinirden, yerimde duramıyorum, kafayı yememek elde değil, adam resmen bizimle toştoş geçiyor.

“Bey amca senin aklın başında mı? Eğleniyor musun sen bizimle yoksa!”

Ben yine iyi tutuyormuşum kendimi, Toraman kükremeye başladı bile.

“Hayırdır deli oğlan, bir sıkıntın mı var?”

Dükkân sahibi de geri vites yapmadı, ortam yine geriliyor. Bir yumuşa, bir kasıl, vallahi sündük particek.

“Ne hayırdırı dayı, bir milyon dedin eşek gibi çabaladık. Baştan söylesene on bin olduğunu?”

“Neden söyleyim ki? O zaman cesaret edip görevi alabilecek kişilerle diğerlerini nasıl ayırabilirim?”

Vay çakal vay, aslında nelerin peşindeymiş ekmek arası düşkünü. Hem fiyatı yüksek tutuyor hem de gereken sayıyı iki sıfır fazla söylüyor ve bu şekilde pasif yetenek sahibi olacak kişileri kendisi seçme imkânı yakalıyor.

Neredeyse bir ay geçinecek parayı imkânsız gibi görünen Pasif Yetenek Görevine yatıracak bizden başka kaçık olmadığından, bu güne kadar kimse onu rahatsız etmemiş belli ki. Bilseler dükkânı yıkarlar ama bizim değişik adam buna da kendince bir çözüm bulmuş.

“Tantananız bittiyse bakalım becerebilmiş misiniz? Önce Şükrücük!”

Dükkân sahibinin konuşması bitince görev ekranındaki rakamlar değişmeye başladı, şimdi her şey çok daha güzel görünüyordu.

“Ne dayak yemiş be, yemin ederim taş olsa çatlar, dile gelir, isyan ederdi. Adam bildiğin Şamar Oğlanı çıktı ya!”

Ne dilinin kemiği ne de ağzının izanı var bu adamın, tankımızın gözlerinin içine bakarak söyledi bu lafları ama eski kaşar hemen diğer kişiye geçti.

“Kimmiş bu, Toraman! Evet, bu arkadaş görev almamış, geçelim!”

Bir milyon rakamı korkuttuğundan değil, kendisi pasif yetenek sahibi olmak istediğinden almamıştı ama gel gör ki Şükrücük hem görevi yaptı hem de kendi başına pasif yetenek açtı.

“Rimel, evet bu arkadaşta gereken koşulları sağlamış artık nasıl ezikseniz, neredeyse iki katı iyileştirme büyüsü kullanmış!”

Ya sabır, ya sabır, hadi bitsin bu çile!

“Son olarak Elenora, büyücü müsün ölüm makinası mısın sen böyle?”

Hemen hemen her moba onun buzu değdiğinden öldürme sayıları tuhaf göründü sanırım, neyse sonunda bitti, biraz sonra arkadaşlarımın yeni yeteneklerini öğrenebileceğim.

“Ve Max, bu arkadaşın görevi hala sürmekte, çok ilginç?”

 

 

  1. Anasayfa
  2. Cehennem Online
  3. Bölüm 142 - Ekmek Arası Düşkünü
Geri
İleri

MANGA DISCUSSION

Sizin İçin Öneriler

yolcu kapak
YOLCU: SON 1. CİLT
14 Ağustos 2019
Rüya Okulu Kapak
Rüya Okulu
21 Ekim 2019
Mirasci-kapak2
Mirasçı
13 Aralık 2019
İnsan Tanrı Kapak
İnsan Tanrı
12 Aralık 2019
Etiketler:
Altı Medeniyetin Dünyası, Cehennem, Cehennem Online, Cehennem Online Novel, Cehennem Online Web Novel, çevrimiçi oyun, hikaye, leveling, light novel, Mirasçı, Mirasçı türkçe novel, Mirasçı Türkçe Web Novel, Mirasçı Web Novel, novel oku, ölümden sonrası, online, online oyun, öykü, parti savaşı, Sanseiu, savaş, turk, türk fantastikleri, türkçe, türkçe fantastik, türkçe fantastik öyküler, türkçe novel, türkçe novel oku, uzun hikayeler, uzun öyküler, web novel, web novel serisi
  • Ana Sayfa
  • Gizlilik politikası
  • İletişim

@2019 Novel Türkiye

Giriş Yap

Şifremi unuttum?

← Geri DönNovel Türkiye

Kayıt Ol

Kayıt Ol

Giriş Yap | Şifremi unuttum?

← Geri DönNovel Türkiye

Şifremi unuttum?

Please enter your username or email address. You will receive a link to create a new password via email.

← Geri DönNovel Türkiye